Conservation and Restoration of Cultural Heritage / Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11147/23
Browse
Browsing Conservation and Restoration of Cultural Heritage / Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım by Publication Category "Diğer"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Review Citation - WoS: 8Citation - Scopus: 10A Literature Review on the Management of Underwater Cultural Heritage(Elsevier, 2023) Bulut, Nihan; Yüceer, HülyaManaging cultural heritage is difficult, even when presented with many opportunities. The management of underwater cultural heritage (UCH) expands these challenges, as issues such as mapping, monitoring, access, presentation, and ownership can become more complex. This article reviews the existing literature on theoretical research and various case studies in order to establish common themes on the management of UCH. Initially, a keyword search was carried out in two of the most extensive scientific databases. Publications were reviewed according to several criteria. Various data have been obtained, such as the change in the number of publications over the years, which journals are more interested in the subject, which topics are at the forefront, which places are preferred for case studies, and who are more likely to conduct research. The results show that the studies on the management of UCH mainly focus on evaluating the current management examples and their issues, policy development, legislation, and documentation of the sites. The cultural heritage in the case studies varies from archaeological and architectural remains to shipwrecks and, sometimes, movable objects, despite the emphasis on in-situ built heritage in the search criteria. Meanwhile, the researchers are primarily from universities in Western countries such as the United States and the United Kingdom. Additionally, many publications evaluate national policies and emphasize the importance of public participation, interpretation, and access. While still not much compared to land heritage, the number of studies has increased over the years. As the results of the review are discussed, suggestions are offered for possible future publications.Research Project Mermer anıt yüzeylerinin polimer nanokompozit flimler ile korunması(2010) Tıhmınlıoğlu, Funda; Böke, Hasan; Sofuoğlu, Aysun; Ocak, Yılmaz; Oğuzlu, Hale; Akın, OkanMermer gibi kalsit içeren doğal taşlarla inşa edilmiş tarihi binalar ve anıtlarda artan hava kirliliğinin yarattığı problemler sonucu ortaya çıkan yüzey bozulmaları geçtiğimiz yüzyılda ivme kazanmıştır. Kükürt dioksit gazı mermerin yapısını oluşturan kalsit kristalleri ile reaksiyona girerek alçı taşını (CaSO4.2H2O) oluşturarak yüzeyi erozyona uğratmaktadır. Bu çalışmada hem geri dönüşebilen hem de koruyuculuk özelliği olan biyobozunur polimer nano kompozit kaplama geliştirilerek, koruyuculuk özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla silika ve kil nano partikülleri içeren biyobozunur polimerle hazırlanmış yüzey koruyucu kaplamalarının koruma potansiyelleri belirlenmiştir. Polilaktid bazlı nanokompozitlerin filmlerin kil dağılımı ve yapı XRD analizlenmiş, polilaktid-10A nanokompozitlerinde %7, polilaktid-93A nanokompozitlerinde ise %5 kil derişimine kadar eksfoliye ve interkale yapılar elde edilmiştir. Bununla birlikte nanoparçacıkların polimer matriksindeki dağılımına paralel olarak biyo-nanokompozitlerin geçirgenlik değerlerinde düşüş gözlenmiştir. Biyo-nanokompozitlerin bariyer özelliklerindeki değişim göz önüne alınarak mermer yüzey kaplamalarındaki nanoparçacık derişim aralıklarına karar verilmiştir.Article Citation - WoS: 44Citation - Scopus: 53Protection of Marble Surfaces by Using Biodegradable Polymers as Coating Agent(Elsevier, 2009-11) Ocak, Yılmaz; Sofuoğlu, Aysun; Tıhmınlıoğlu, Funda; Böke, HasanBiodegradable polymers have been replaced over the synthetic polymers in many applications due to their good properties such as reversibility and biodegradability. Therefore they allow new treatment on the surface of the material to be protected and they fulfil the principles generally accepted by the International Conservation Community of Historic Monuments and Buildings. In this study, the efficiency of four different biodegradable polymers as protective coatings on marble-SO2 reaction was investigated. The polymers used were zein, chitosan, polyhydroxybutyrate (PHB), and poly-l-lactide (PLA). The mineralogical composition, bulk density and porosity of uncoated marble were determined. The water vapor permeability, water absorption by capillary forces, surface wettability, and color alteration of uncoated and coated marbles were measured. For sulphation reaction, marble slabs were coated with these polymers and then they were exposed at nearly 8 ppm SO2 concentration at 100% relative humidity conditions together with uncoated ones in a reaction chamber for several days for testing their protection efficiency. The extent of reaction was determined by leaching of gypsum formed on the marble surfaces in deionized water and then determining the sulphate content by ion chromatography. The protection efficiency of polymer treatments was expressed as comparing the gypsum crust thickness of the coated and uncoated marble plates. The comparison among the polymers showed that the surface hydrophobicity, water capillary absorption and structure of polymer would be important factors affecting the protection efficiency. The use of high molecular weight PLA (HMWPLA) polymer on marble surfaces provided significant protection up to 60% which was indicated that HMWPLA polymer seems to be promising polymer as protective coating agent in reducing gypsum formation on marble surfaces in the polluted environment.Research Project Tarihi yapılarda malzeme bozulmasının sınıflandırılması ve sorunların saptanmasına yönelik bir yöntem araştırılması(TÜBİTAK - Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, 2003) İpekoğlu, Başak; Böke, Hasan; Hamamcıoğlu Turan, Mine; Akkurt, Sedat; Çizer, ÖzlemTarihi yapıların özgün malzemelerinin olabildiğince korunması ve onların onarımlarında kullanılacak yeni malzemelerin özgün malzeme özellikleri dikkate alınarak belirlenmesi koruma çalışmalarının temel ilkelerindendir. Bu doğrultuda bu araştırmanın amacı, tarihi yapılardaki özgün malzemelerin korunabilmesi için gerekli olan çalışma etaplarını sistematik olarak örneklemektir. Çalışma kapsamında, seçilen tarihi bir yapıda malzeme çeşitlilikleri, bozulma çeşitlilikleri, malzemelerin fiziksel, mineralojik, yapısal ve kimyasal özellikleri belirlenmiş, meteorolojik verilerle bozulmaların ilişkisi araştırılmış ve koruma müdahaleleri için temel bilgiler oluşturulmuştur. Yapıda kullanılan malzemeler, malzeme bozulmaları ve yoğunluktan yapıya ait çizimler üzerinde belirtilmiştir. Yapıdan toplanan özgün malzeme örneklerinin fiziksel özellikleri (yoğunluk ve gözeneklilik); içerdikleri çözünen tuz oranlan, harç ve sıvalarda ham madde oranları tespit edilmiştir. Örneklerin mineralojik, yapısal ve kimyasal özellikleri, Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM Scanning Electron Microscope) ve X ışınlan kırınım (X-Ray Diffraction) cihazı kullanılarak belirlenmiştir. Her tarihi yapı, kendine özgü malzemeler ve sorunlar içermekle beraber özgün malzemelerin korunmasına yönelik çalışmalann belli etaplan izlemesi gerekir. Bu araştırma kapsamında ele alınan ve her tarihi yapıda uygulanabilecek çalışma etaplan; arazide yapı üzerinde gerçekleştirilecek çalışmalar, laboratuvar çalışmalan ve meteorolojik verilerin incelenmesi olarak üç başlık halinde önerilmiştir. Araştırma özelinde ele alınan tarihi yapının inşasında kayrak taşı, tuğla ve kireç harcı kullanılmıştır. Duvar yüzeylerinde kireç sıva, üst yapıda ise horasan sıva kaplama malzemesidir. Çalışma kapsamında yapılan incelemeler sonucunda, malzemelerde gözlenen bozulmalanmn ana kaynağının nem olduğu belirlenmiştir. Bozulmaların fazla olduğu bölgelerdeki malzemelerin, bozulmaların daha az olduğu bölgelerdeki malzemelere göre yoğunluklan düşük, gözeneklilikleri daha yüksek, içerdikleri çözünen tuz miktarlan fazladır. Yerden yükselen nem ve üst yapının tahrip olması nedeniyle yapının zeminden ortalama l m. yükseklikte ve üst bölümlerinde bulunan malzemelerde gözlenen bozulmalar daha yoğundur. Bu nedenle çevre drenajının yapılması ve üst yapıda gerekli onarını müdahalelerinin gerçekleştirilmesi birinci dereceden önem taşımaktadır. Bu temel müdahaleler yanı sıra onarım malzemeleri olarak seçilecek yeni kayrak taşlan ve tuğlaların nem ve sıcaklık değişimlerinde özgün malzemelerle benzer davranışı gösterecek temel fiziksel özelliklere sahip olması gerekmektedir. Özgün kireç harç ve sıvalann onanmında bunlann kompozisyonuna benzer kireç harç ve sıvalar kullanılmalıdır. Türkiye'de tarihi yapıların korunması konusunda yapılan çalışmalar, onların mimari özelliklerinin korunmasını içermektedir. Ancak, yapılarda kullanılan malzemelerin özellikleri, bozulma sorunlarının belirlenmesi ve bunlann değerlendirilmesi sonucu yapılacak müdahaleler ve müdahalelerde kullanılacak malzemelerin özellikleri konusunda çalışmalar gerçekleştirilmemektedir. Bu nedenle tarihi yapılara bilinçsizce müdahaleler yapılmaktadır. Bu çalışma, tarihi yapılarda Özgün malzemelerin korunmasının önemini vurgulaması ve konuyla ilgili çalışma etaplannı göstermesi açısından önem taşımaktadır.Research Project Tarihi yapılarda mermer yüzeylerinin bio-bozunur polimer ile korunması(2007) Böke, Hasan; Ocak, Yılmaz; Sofuoğlu, Aysun; Tıhmınlıoğlu, Funda; İpekoğlu, BaşakHava kirliliği, tüm dünyada ve ülkemizde kültür varlıklarımızın hızlı ve buna bağlı olarak artan bir şekilde bozulmasına yol açan önemli bir çevre faktörünü oluşturmaktadır. Bu bozulma, en fazla kalkerli taşlardan yapılmış (mermer, traverten, v.b) anıtlarda ve eserlerde gözlenmektedir. Kirli havada bulunan kükürt dioksit gazı (SO2) kalkerli taşları oluşturan kalsiyum karbonat (CaCO3) ile suyun varlığında reaksiyona girerek ara reaksiyon ürünü olan kalsiyum sülfit hemihidrat (CaSO3 . 0.5 H2O) ve bu ürünün oksitlenmesi sonucunda alçı taşını oluşturmaktadır (CaSO4 . 2 H2O) (ELFVING 1994; BÖKE 1999; GAURI 1999) . Oluşan alçı taşının sudaki çözünürlüğünün kalsit’den daha fazla olması yağmura açık bölgelerde bulunan mermer yüzeylerin erozyonunu hızlandırmaktadır (Şekil 1a). Eğer mermer yüzeyleri yağmurdan korunan bir bölgede ise bu oluşum, yüzeylerin bir süre sonra kabuklanmasına ve giderek dökülmesine yol açmaktadır (Şekil 1b). Tarihi anıtların ve arkeolojik alanlarda bulunan eserlerin büyük çoğunluğu kalsit kristallerinden oluşan kireç taşlarından oluşmaktadır.Research Project Tarihi yapıların değişimlerinin belgelenmesi ve bulguların arşivlenmesi için fotogrametrik bir yöntem araştırması(2007) Hamamcıoğlu Turan, Mine; Akbaylar, İpekBu çalışmada, mimari temsilin sahip olduğu çağdaş karekter, koruma disiplini bağlamında ele alınmış; tarihi yapıların değişimlerinin belgelenmesindeki etki alanları ve bulguların dijital ortamda arşivlenmesinin olanakları araştırılmıştır. Böylece koruma kararlarının yönlendirilmesi daha kapsamlı bir değerlendirme ile yapılabilecektir. Bu araştırmanın amacı, tarihi yapıların değişimlerinin belgelenmesi ve bulguların arşivlenmesi için çağdaş bir yöntem önermektir. Söz konusu yöntem, çeşitli çağdaş ve geleneksel teknikleri birleştiren bir niteliktedir. Veri derleme ve işlemede yakın erimli dijital fotogrametrinin 3b ölçüm ve düzeltim olanaklarından yararlanılmış; görsel çözümleme için haritalama ve düzeyleme teknikleri birleştirilmiş; sunum için geleneksel cephe çizimi, dik fotoğraf oluşturma ve 3b modelleme teknikleri birlikte uygulanmış; arşivleme amacıyla veritabanı oluşturma yöntemi tercih edilmiştir. Önerilen yöntemin sınanması için bugün 3 beden duvarı ayakta kalmış olan bir 19. yüzyıl anıtı – Ildırı Rum Kilisesi – seçilmiştir. Kullanılan gereçler, kalibre edilmiş dijital fotoğraf makinesi, elektronik takeometre cihazı ve monoskopik dijital fotogrametri yazılımıdır. Ölçüm sonuçları, CAD ortamına aktarılarak 2B çizimler ve 3B model oluşturulmuştur. Fotogrametri yazılımında perspektifi düzeltilen fotoğraflar, resim işleme yazılımında işlenerek çözümleme haritaları elde edilmiştir. Tüm yazılı ve görsel sonuçlar, bir veritabanı yazılımı yardımıyla derlenerek, çoklu ortamda araştırmacıların erişimine hazır hale getirilmiştir.